August 22, 2011

July 4, 2011

söndürüyorum sigaramı.ayağımda en rahat ayakkabılarım var.
yürüyorum bi kaç sokak içerilere.denizden uzaklaşıyorum.duvarlara sürterek gidiyorum sağ elimi.
sonra sol elimi ağzıma götürüyorum.
“dudaklarım çatlamış.”
gülümsüyorum.kafamı kaldırıyorum;
“heh bulutlar yerli yerinde.”
hızla hareket eden insan topluluğunu geçerek kalabalığa ulaşıyorum.yanımdan geçiyorsun.
“allah alla”diyorum.
“çok tanıdık.”
dönüp bakmıyosun bile..
ve diğer insanların da umurlarında değilim.
hava hafiften esintili,saçlarım gözlerimi kapatıyor arada.soğuk parmaklarımı yüzüme değdirmeden saçlarımı çekmeye çalışıyorum.
ne kadar hızlı yürüyorum-bilmiyorum.
“gözlerim geçen insanları görmekten sıkılmış,yerdeki taşların şekillerine takılı kalıyor,bazense gözlerimi alamıyorum,adımlarım yavaşlıyor.”
elimi duvarlara sürtmeye devam ediyorum.içtiğim en ılık çay geliyor aklıma.bana senin tadını anımsatıyor.
-umursayamıyorum.
bi kaç zaman öncesini hatırlıyorum.
uyuyoruz,hava loş,ışık odayı bulamıyor.nefesini soluyorum.yüzün yüzüme tam uyuyor.yanaklarını kokluyorum,boynuna değdiriyorum dudaklarımı.kokunu içime çekiyorum,bırakmamak için kendimi zorluyorum.
“aslında ben uyumuyorum”
sonra elin değiyor elime,içim titriyor.kalbim hızlanıyor.
korkuyorum kalp atışlarımı duyup uyanacaksın diye.sakin şeyler düşünmeye çalışıyorum.seni aklımdan çıkartamıyorum.
-sakin şeyler de işime yaramıyor.
boynumu içine çekişini duyuyorum bi anda.
“ah”diyorum.
“bunu bana yapma.”
çoğu zaman etrafı izliyorum ve algılamaya çalışıyorum.
bir kaç saat önce içtiğim su geliyor aklıma.dudaklarımda bıraktığı tadı hatırlıyorum.kafamı çevirip suya bakıyorum-uzanamıyorum.
elimi eline hapsedişini düşünüyorum.
bu uyku hiç bitmesin diyorum.
“güneş doğmasın.”
uyanma..
ağlamak istiyorum bağırarak.ilk öptüğüm adamı düşünüyorum.
beni ilk ağlatan adamı.
beni ilk terkedeni.
beni ilk seveni.
bana ilk aşık olan adamı.
sonra seni düşünüyorum.
hiçbi ilkime sığdıramıyorum seni.
ağlamak istiyorum tekrardan.
-seni uyandırmadan.
bana sahip olamadan,beni bırakmandan korkuyorum.
..
duvardan elimi çekip,diğer sokağa sapıyorum.
yağmur yağıyor hafiften.
“su birikintileri bekleyecek vaktim yok”diyorum
“gökyüzünü tekrardan görebilmek için.”
kafamı kaldırıyorum yeniden havaya.gülümsüyorum.
“senin hayalini kurmak için nedenim yok”diyorum.
“seni sevecek cesaretim yok”
elimi dudaklarıma götürüyorum,kokunu anımsıyorum,tenini özlediğimi düşünüyorum,kokunu unutuyorum,tenimi hissediyorum.
“dudaklarım çatlamış”
yağmur başlıyor.
etraf korkaklardan arınıyor.
seni düşünüyorum.
seni her yağmur damlasında-tekrardan hatırlıyorum.
“gülüşünü”
“gözlerini”
titreyişini.
gidişini.



-diabro nomikta

January 17, 2011

"evin bir kokusu vardı,
insanlardan habersiz üzerine yapışan
yapış yapış yapan tenini.

gülüşleri vardı evin
ağlarken arkandan sırıtan
bakışları vardı gözlerini yoran.

duvarlarına dokununca,
avuç içlerin terlerdi,
parmak uçların titrerdi,
dudakların aralanırdı.

konuşmak isterdin
ama o;
konuşturmazdı seni.
seni;
sen olmaktan uzaklaştırırdı ev.

hayallerni yerdi kahvaltıda..

utanmadan içerdi seni,
ılık ılık..
lıkır lıkır..

o evin,
saçma bi havası vardı,
burnundan girip çıkamayan.

beynine hapsolan,

anılarını unutturan,
anı yaşatmayan.

o evin rahatsız edici bişeyi vardı.
aklını karıştıran,
aklını kaçıran.

tüm haklarını emerdi,
tüm haltları işlerdi,
derinden,
sana çaktırmadan.
yatakta kıvrılmış uyurken yapardı bunu,
yatakta ona sarılıp yatarken yapardı bunu,
onun gözlerine bakarken yapardı,
sözlerini dinlerken,
elin pürüzlere değerken,
sigara içerken,
bağırırken,
eğer ağlasaydın,
-ki ağlamışsındır
o zaman bile,
yapardı bunu.

hem de hiç acımadan.
oralı bile olmadan.."


-diabro nomikta

04.04.2010

January 3, 2011





sana öğreteceklerim var.




.

i drink milk every day