......."Alarmdan önce uyandığını farkındaydı, ama yine de akışkanlıktan önce telefona baktı. Saate umursamaz bir bakış attığından, 7 dakika sonra çalacak alarmı hiçe sayarak uykusuna geri dönmeye çabaladı. Çabası işe yarayacaktı ki son 7 dakikası dolmuştu, alarm çaldı. Bu sefer zorunluluktan uzatması gerekti elini telefonuna, 10 dk ertelemek mi? Tamamen kapatmak mı? İşte karar merceği tam da o noktada, sabahın köründe devreye sokulması gereken bir aksiyondu, karar vermeyi pek sevmezdi. Hatta hiç sevmezdi. Biri ona fikrini sorsa, öyle bişey demeyeçalışırdı ki rengi gri, tam ortalama, onu der gibi ama bunu da der bir halde, hep nötr. Aman yanlışlıkla yönlendirmeye görsün, tüm konuşmayı gerekirse baştan yapar vehayut uzatır da karıştırırdı ki karşı taraf onu dinlemek yerine kendi bildiğini okusundu. Kararını verip alarmı sonuna kadar kapattı, bir sonraki gece yatmadan önce tekrardan açacaktı, ancak bu bir sonraki gecenin kararıydı ve onun peşine takılmadan yatakta bir sağa bir sola dönmeye başladı. Biraz daha uyumalı mıydı?"......
bu da başka bir kısmı, tırtışkolukla it can go somewhere arasında, yarım bırakıldı.