editsiz
onların mac leri var,
aromalı çay içiyolar, ne istiyorlarsa yiyorlar, cidden,
onların parlak tırnakları var, yenmemiş, evet doğru duydunuz, ellerini ağızlarına götürmez onların ellerinde kokteyleri leri leri leri var, marka gözlükler ve birer penis, en azından her birine bir tane,
kesilmemiş, var işte!
bense çoğu zaman mal varlığımın farkındayım,
fazla çabalamıyorum yaşamaya,
zaten bunu ben istemedim,
ancak biliyorum işte, kaç param var, ne içemem
ne yiyemem
ne giyemem, (genelde ne giymem)
her şeyi zor yolla yaparım
falan ama işte ben istemedim yaşamayı
ondan umurumda değil tırnaklar macler ve pipiler
benim ilgi alanlarım var
sabahları kategorize etmem
yağmurda yürümeyi severim ama yürümem, bozuk da olsa makinalarım var çantam ağır !help!
mentollü sigara içerim ama sorsanız ben sigara içmem
thai tea severim, thai tea li herşeyi en azından bir kere yemişimdir, benden kaçıramazsınız, thai tea radarımdadır
fransızlar, ingilizler, italyanlar bir şekilde gözüme hoş görünebilir ancak cidden hepiniz de bir şekilde tırtsınız güzelim, ne varsa of çok sıkıldım dediğin türk erkeklerinde var, en azından ararlar veya sen ararsan oradadırlar.
kitap kapakları, eski binalar, dinci insanlar, ambalajlar, merdivenler ve dibi kum berrak denizlere ilgim var, nasıl diyim, işte severim onları izlemeyi, dinlemeyi, yanlarından geçip gitmeyi. ( her zaman yüzme havamda değilim sevgilim)
sonra yazacak cümleler biriktiriyorum gün arası, ya cidden çok zor durup yazmak çoğu- su verin biraz.
sonra bir partideyim, sırf sen öğren diye 5 dklık gösteriyorum nasıl sevgilin olunur
ya cidden çok zor durup senin sevgilin olmak
5 dklık anca
yetiyor bana
sonra yalnızca saçları güzel görünen güzel gürüşlü karizmatik bişeysin
ama binlerce binlerce binlerce ce ce cesinizzzzz
Duvardan sıyrılıyor, omuzlar dik,
ayakkabıları ters duruyor ve yüzüğü kayıp. ( cidden onu her yere soruyor, griye boyanmış kayrak, köşedeki yazı, yamuk kaldırım, çamurlu paket )aletten duman alıp yanındakine uzatıyor,
kahveyi hindistan cevizli seviyor,
Duvara geri yapışıp, omuzlarını silkiyor.
şimdi de kendisi ters duruyor.
......."Alarmdan önce uyandığını farkındaydı, ama yine de akışkanlıktan önce telefona baktı. Saate umursamaz bir bakış attığından, 7 dakika sonra çalacak alarmı hiçe sayarak uykusuna geri dönmeye çabaladı. Çabası işe yarayacaktı ki son 7 dakikası dolmuştu, alarm çaldı. Bu sefer zorunluluktan uzatması gerekti elini telefonuna, 10 dk ertelemek mi? Tamamen kapatmak mı? İşte karar merceği tam da o noktada, sabahın köründe devreye sokulması gereken bir aksiyondu, karar vermeyi pek sevmezdi. Hatta hiç sevmezdi. Biri ona fikrini sorsa, öyle bişey demeyeçalışırdı ki rengi gri, tam ortalama, onu der gibi ama bunu da der bir halde, hep nötr. Aman yanlışlıkla yönlendirmeye görsün, tüm konuşmayı gerekirse baştan yapar vehayut uzatır da karıştırırdı ki karşı taraf onu dinlemek yerine kendi bildiğini okusundu. Kararını verip alarmı sonuna kadar kapattı, bir sonraki gece yatmadan önce tekrardan açacaktı, ancak bu bir sonraki gecenin kararıydı ve onun peşine takılmadan yatakta bir sağa bir sola dönmeye başladı. Biraz daha uyumalı mıydı?"......
bu da başka bir kısmı, tırtışkolukla it can go somewhere arasında, yarım bırakıldı.
......... " Ayakkabılarının hiç birisinden memnun değildi, hiçbirisi rahat gelmiyordu ona. 7,8. Dışarı çıktıktan max 25 dk sonra aklında ayaklarının ağrısı vardı ve genelde 10 saate yakın dışarıda kalırdı. 11,12. Ayağa kalktı, en azından daha ayağında ayakkabısı yoktu. Havaya birkaç yumruk fırlattı, ayaklar rahat, öne geriye adımlar, tahminlerden az süren bu hava yumruklama seansını telefona yönelttiği dikkat bozukluğu yardı. Eline aldığı gibi ayakta dikili kaldı, 3 dk, 5 dk, 7 dk. Biraz o app, biraz bu app, 11 dk,13 dk, duşa girse miydi? Yoksa dışarı çıkıp, akşam dışarı çıkmak için tekrardan döndüğünde zaten gireceğimci miydi? Moodunu o da anlamakta zorlanıyordu, civarda enteresan kuş sesleri vardı, hepsine kulak kesilmese de varlardı. Telefonu bırakıp yatağa geri oturdu, işte bu tehlikeli bir uslüptü. Ya tekrardan uyursa? Eline kaldığı homestay’in kütüphanesinden seçtiğikitaplardan kendi dilinde olanını aldı, bu cidden pek sık rastlanan bir durum değildi. Etraflıca konuşulan bir ana dili yoktu, zaten bulursa da ya dinle ilgili olur ya da çok satan romanlardan biridir diye iç geçirdi. ".........
yazmaya başladığım gğn yazmayı bıraktığım olmayacak hikaye kitabımdan bir kesit.
olmayacak çok şeye başlarım, belki başladım diye olmadılar, veya her ne ise.
bunu bi yere başvuru metni olarak yolluyorum çünkü cidden düz cümleler asabımı bozuyor, bari şiir halde dursun, başkalarının da asabını bozsun .p cümle kendini bu noktaya getirdi, cidden benim şuçum değil, düz cümlenin suçu..
The city breathes, screaming into itself.
-I have seen
Echoes linger in hidden corners— are pink.
Colors fade, then recall their first forms;
thus, they remain- yes I feel.
The roots are tightly bound below, yet I rise toward their depths.
Everything is tied to the city,
-but they say it is free.
A techno rhythm hums—yes, yes, you heard it right.
from distant, or perhaps only in your mind.
The grey-wall cracks; we’d like to think a rainbow did it,
but such things bloom only in some dream.
It was a dim light, neighbor,
or perhaps the truth of our captivity, cool as a winking secret.
They think the city is silent,
but with every step, it tells me its harshness,
like sweat dripping from the body of a shattered tale.
Calmistery.
Is there peace within chaos
that exists between the city and the dream?
And yet, I shall conjure reality into being,
in the cities I've been.
Önce bardaksız yalnızca şişe var yaptığı uydurma ışığın üzerinde, sonra kafamı bir an çeviriyorum bu sefer aralarına bir bardak bırakılmış, ışık ile şişenin salatası tastamam tosttaman.
Soruyorum, ortada bırakılmış şey kadar olduğun ve bildiğin sen öyle mi ki bunu da ben istedim, bu, Varsayım üzerine varsayım ürettiğimiz durup düşünmemeyi eskittiğimiz gerçeğimize ne olur?
en az düzeyde karışıklık en az düzeyde silmeyle ilişkilenirken, dikkat başı çeker, adım arası geçiş rahatlığınca.
Sıradan akşamlar tarafından dışlandığının ayırdına vardırıyor seni şu sabah, gölgemsi sis sarmış saate geç kalır o yüzden normal.
bye.
saçma bi şekilde bu şiir ya iki kere yazıldı hatta 3, bi de
seneler önce vardı benzeri o kısmı sildim gari, neyse a harfi burada da onda
değil ama heralde bi zaman akışı mevcut diğeriyle, yenilenmiş versiyon altta
olacak. ya da alt alta tek öykünme
Gözüme birikiyor far
Parlıyor beklenen o anda
Köşede duran çöpü görüyorum, bu koku nasıl bir leşe ait
olmalı die düşünürken biraz ileride içime çekmekten çok hoşlandığım o kokuyu
orada tutmaya çabalarken buluyorum kendimi, işte öyle
2 nefes arası uzuyormesafeler 3 adıma sigsalar saaar pls
Ne çekeceğim içime şimdi
Yalnızca hava kokuyor buralar
Herşeye dönem dönem taktığım gibi mi takıyorum bir sen
fikrine sıkılınca başkası geliyor yerine sonra hiç olmamışsın gibi
unutabiliyorum sen fikri
taki açıkçası bakana kadar telefonuma ve basana kadar
yanlışlıkla a harfine:
oradasın
Unuttum
Artık ne a harfi sende senin kendi s inle.
Bu da yazdıktan aylar sonra ilk defa okuduğum bazı yerlerini anlamadığım ama anlamlandırdığım çünkü anıyı ben yaşadım kumsalda pet şişe topluyorum aslında, o kadar basit.
Kıyıda bir şişe duruyor, ufukta tam güneşin batacağı hizada
uzanıyor öylece parlak boş kapaksız,
kum yok içinde.
Restoranların birinden çaldığım bir diğer çay kaşığı ile
2.coconatın içini bitiriyorum afiyet.
Etrafımda 4 bilemedim 5 köpek 3 bilemedin 4 arkadaş var
Yıkık bir bina arkamızda duruyor, ölmüş bir ağaç gövdesine
dayanıyorum.
Adımı çoktan tagledim elbette.
Ne diyeyse her yere işeme,
köpek miyim ben:
Köpeğim unutulmuş duş içinde.
Unutulmuş düş peşinde de köpek olurum.
kendime yaladığım, sürtündüğüm bir ben kalıyorum kuşların
ardından- kumların farkından
su şişesini çıkarıyorum günün batımına bölüyorum..
b-nazi köpekler agresiftir tatlım
Bazı köpekler değil
Söyleyecekleri güçlü şeyleri olduğunu düşünen insanlar da
vardır
Küçük arabalar da
Bozuk buzdolapları
Herhangi biri olan birşey vardır oralarda arandığını sanan
sen de
Ararsın
tüm cevapsızLar olsa da
Tekrar tekrar
Devam et bağır evet
Neyi tutuyorsan içinde ıslak köpek kuyruğu deymiş gibi
biryerlerine kımıldamadan ıslan öyleyse
Denizlerin farkı ne?
Demiyorum aynılar
Değiyorum birinden diğerine
Belki sen de değiyorsundur diye
köpeği oluyorum yokluğunun
Köpeğim olur muydu?
Ne yaptıysam edemediğim senliği köpek ettim yokluğuna
Duruyorum şimdiyse plansız baktım ki kendim dahi kayıp.
Kıyıda duran şişeyi alıyorum sonrasında deniz yakınlaşmış
oluyor biraz daha
Denizlere bırakmıyorum lafa daldıran ilk nesnemi,
kumsalda olan birbaşka birsenin yanına koyuyorum
Bu kadar basit, atlıyorum senden sene sonrada illa bir sen
diyorum.
Sen köpek ben köpeklerce diziliyorum.
Kendi halinde birini buldunuz
Öyle duruyor burada
Ne uğruduhu belirsiz
Siz şu anda burada onunla miısınız
Siz de öyleyse ne duyduğu belirsiz
Bu halkının içindesiniz
Ne kokular geri getirir sizi ne siz korkarsınız çok smoketan
Şimdi biraz şu koyuyoruz bardağa biraz da karanfil bırakıyoruz içerisine
Ne olduğu belirsiz bir ağrıyı kesiyor bu şu o derken duruyoruz
Şimdi yalnızca sen ve ben varız burada varış yerimizi belirliyor cümlem imlaya imza da hataya saba
Buradayız işte ne diyesi belirsiz
Yuvamızla aynı şeyiz en azından.
5 şubat 2023
Gözüme birikiyor far
Parlıyor beklenmeyen o anda
Köşede duran çöpü görüyorum bu koku nasıl bir leşe ait olmalı düşünüyorum.
çok hoşlandığım başka bi kokuyu orada tutmaya çabalarken
buluyorum kendimi.
2 nefes arası uzuyor mesafeler 3 adıma sığsalarsaaaaaaaa.
iki zıtlık ediyor bir tam.
Ne çekeceğim içime şimdi uzaklaştım oralardan.
Yalnızca hava kokuyor buralar.
Motor sıcak.
Sonra yalnızca çay içerken aklıma geliyorsun.
düşünüyorum ne kötü sarmıştın beni
Sanki hiç olmamış bir ihtimalin gerçekliği
gibi hissetmiştim seni
kabustu bu uyanamadığım
işten değildi gerçek olmazdı.
Unuttum
Artık a harfi alfabede bana kaldı.
(eski bi yazıma döndürüp tekrardan o anda devam ettiğim birşey olmuş bu şimdi okuyunca fark ettim. Çay içerken aklıma geliyor cidden, kötü sarışını hatırlıyorum beni, saramayışını ya da. 2 3 cümle biraz abartı şiir sanatı olmuş, alıkoyamamışım kendimi napıyım romantiğim de eski alışkanlıklar var hala dilimde, yalnız a harfinin bana kalmasına cidden bayıldım )
Gün batımını izlemeye evin üst yokuşunda bulunan sünnet sunset pointe gittim
Dalmışım biseyler düşünüyorum gözüm meğerse ağaçlara atılmış bir viski kartonuna takılmış simsiyah ögh
Güneşe adalara denize dönüyorum tak bir ses çıkıyor oturduğumuz yerden
evet benim dışımda 12 bilmedin 13 kişi daha var güneşi batırmak isteyen
-bir şişe atıyor telefonlarıyla oynaşan gençlerin üstünden- ögh
Bense tetenoz olmuş olabilirim, aklıma o geliyor ardından,
Şimdi ise internetten onu araştırıcam.
goa23
ya durmuyor musunuz
duy duy
"Yapma işte bakma geriye
Belirleme bir nokta
Elimde eşyalar portekiz köy evinden çıkmış yürüyorum
havanın bu sıcaklığına göre pek siyah ve deriyim
deliyim bir nevi yerel moda sektörünce
elimde bahtaniyemsi bir şey taşıyorum yetmez sırf giyiniş tabii
İlerideki patikadan bir motor geliyor uzaktan gayet iyi, sevebiliyorum üstündeki kişiyi
Evet hoş biri, çoğu insan gibi
Köşeyi sönmeden köşe dönmezken o da görüp gülümsüyor bana
Çoğu insan gibi gülümsüyor
bakıyorlar evet bu hint güneşi altında bir bahtaniye tanıdığımdandır eminim.
goa23
4 tekerlekli motor buldum evet
Tüm süreçte de kendimi kötü hissettim tamamÖzenle hazırlanmış şu masaya bakıyorum.
Şu yan ayağına sıkıştırılmış tütsü duran masaya,
Özenle dizilmiş kolyelerin zincirli olanlarını ayırıyorum,
en çok onlara kahve dökülmüş diye bağırıyor, leş gibi şekerli,
sütsüz nefkafe bu,
o suçsuz aslında ama leş gibililiğiyle değil.
Borudan yapılmış halka olanları iyice silip zincirleri kurutuyorum
köle gibiler elimde
Şu kurutma işlemi bitsin önce bir 1⃣ dizip satıcam onları tanımadıklarıma
40 dolar 50 euro 6000 peso
Ne tutarsa
goa '23
Gözümle görüyorum bunu, bir bulut dağdaki ağaçları bir bir ele geçiriyor
İşimi yapıyorum ama bana kimse para vermiyor
sen beş kişiliğinle burada kalmalısın
pozanti ay surat
erke içyükül tümül erse tüfül tezat.
cürmü monokl yerde üstü füzen kezat
hapis renkler fosforlu bayrak
ama şöyle bi uzaktan bakıyoruz da hepsi bir arada güzeldir zambak
kelimeler insandılar krokiler tabak
günün bazı saatlerinde ise hep solumda olur musun çanak bey
artılardan sen beğen güney
ahı sebey
mani düşey
talihsiz akstör hoşnutsuz
seslendirme gibi iç çekişler, dildolar
bumerang gibi dönesi var,
mavi sisin içine sokuyor çkünü
parmağıma basıp orgazm ediyor, yalandan,
monoklunu geri alıyor yerden,
görüş alanından bakırı seçiyor,
ilk özneleştirmelerden kaçınıyor, mümkün ve sürekli bir değişim halinde.
iki düşünce potasına siyah beyaz bilekliklerini sallıyor, peşi sıra birbirine eklenen bir yapı gibi birikiyor tüm kahırlar
şaşkın şehrin aç meydanları üşüşüyor etrafına,
sanırım noluyorsa zihninde, ininde,
hiçbir tıbbi değeri yok yaralarının, belgesel biçimli yazılan saf bir sanatsal yaratım yalnızca.
viyaklamalar, adamotları
açık tutun tanrı aşkına şu gözlerinizi!
seksi ve bedenin bütün keskin hazlarını unutun!
bir rozet dışında çıplak olam bir müfettişe gözyumun,
Kooperatif sistem Kıvılcımı çakıyor!
uyan!
biz insan olanlarızdır,
bir özne ile nesne arasındaki farklılığa dayanırız,
tam ortasıyızdır öznel gerçekliğin,
çıplaki temenni,
dışarılıklı emmi,
oluşa ait olayzi,
sanal berisi,
çok oluşlarızdır çooook.
yüzey bürünüyor
" " du düşüşüne
ahıda üzeri izlenen sirille.
yüzümü yüzce gür bir dürtü belirince,
bazılı bilmece içme demedindi ince.
anlak bağırır da baymaz,
ürke ürke tok yok.
hele kapısına penceremsi gölgelettik gibisine oydu,
ancak kendisi de korkut gibi ahbap
gel dadab git babad
bitti kıyısı maslak,
dön
dolaş
var bana da bir daha anlat..
kaygılarımdan kovulduğum gülünesi perşembe şimdi
aldığım edinimlere eklenen benlikler fırfır sıfatları boyuyordu etrafı,
.
çirkin, iyi yanlış, güzel, kötü ve benzer,
soluklaşıyor birer birer
tüm piranalar yerine yeni gerçeklikler beliriyor
olduğu gibi olma sanatı esiyor tavandan, içim rahatlıyor.
tüm bokluklardan kovuluyorum
eeeh bize de bu
2020
soy isminin kendisiyim,
kuşlar kadar tutsak havaya,
ben kadar senin
sen kadar keskin
duruyorum orta yerinde kendimin
daha sana ne verebilirim?
bilmediğin kendini buluyorsun bende
daha dinlemeyi öğreneyemen gölgeni karşıma alıp duruyorum
,
tüm gelecek ihtimallerini sıRf sana yapmıyorum
büyü büyünün kendisisin.
asbestin kalbime didik
edilir fikrin çehreme
bir tek en değilsin yanan uzum
şiirler ise deneme.
metin ve haber ilişkisi, cümleleri çarçur etmemeli. yazıların sessizliği.
sanat direnmek, mecra mesajdır; içerik ile biçimin ayrılmazlığında, ani manifesto çiftleşmesi gibi.
sesmerdiveni
mesela duruyorum gezi park ortasında, tabanlarım beton.
3köpek oynaşıyor,
2adam yiyişiyo,
bir kadın alkış.
esen hava ne diye umrumda değil?
ya da kelimenin neresindeyim?
merdivene oturmuş sigara içen çocuk bana bakıyor,
bense duruyorum orta yerinde Taksimin.
sela okunuyor iyi mi gece ile sabahın arası düş çıkmazı,
kalkıyorum, eve yürümeye diye varım.
zelzele beden
sop moton cihanı selim
çöptekileri topla sonra kına ile boya
yastığa iki elle vitray
yede yandı merdivende can veren tümel
ege denizi bir senede oluşuyor
aşkım düş tüpü kadar basınç reddedilmiş hisseden bedenimden bir kolon sarkıyor
küp olmadı
kandırmacı ibnece küfür değildi
top değil rasta no bildiğimi bildim bireyi bildiğim midi?
ben değil, tribi.
teknik bana kılındı şımarık ise sırf Leo.
arjen yüzde 8bine baskın, aşkın pencere 36
insanlar ise bir haftadır 3 güne hazırlanıyo,
zeminden ısıtmalı ev şeylere ön görmediğim tepkiler sunuyor,
zelzele beden sop moton.
akşamüstü uykusu,
sevilir,
en nihayetinde ben severim,
yallap şallap aşklara hep takılır aklım rüya arası, evet ben onlara çok dadanmış bir ruhum ister istemez,
gittiği okulları yıkılmış biri,
evi olmayan,
rümeysa
entalijansiye,
imaje,
cisimleştirme,
aklımdan parçalanmış bir haritadır kapı;
üşümek, hiçbir yerlikte
veya sen verildiğinde zirveye soygun muhtarın göğüsüne Ophelia
ve
ben kendimi ihla edemiyorken
hissizsim
yatkınlığım izli orman
yalnızlığımıza doğru aşk kırıntısı
kendisiyle başbaşa Ophelia
özgür değiliz artık
çirkinliğin tam tersiyle biziz,
bir olarak ayrıcalığımız
görülmemiş merdiven
pasla konuşurken
başaracağız
seni bırakmayı Ophelia.
keşfedilmemiş bir gezegeningüdümünde zaman dokusu
eksildikçe çoğalan bir maddeden de ölü olan nesne
alımlama sabahında
sus nesne özü oluşturur.
sanatçının fikirleri ise ikincil,
içine erise de hüsran boşver kaptan
dirimsel apaydınlığın yararlandığı kaynaktır gölge
uyuşmazlığın paradoksal mantığı başka türlü olabilirdi ancak öyle olmuş,
resim sanatından bahsettmiyorum, hayır hayır,
seçimlik bir büçümde sıralanması gerçeklerin v geçmiş iletişim-kodu anlama misalleri
,
yan tarafta dur,
birşeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan özelllik, evet evet, şu taraf geçIra
,
zaman mekanlaşır mı?
-sanat alanında;
kadavranın kadavra olarak canlılığını doğruladığı şey de ne?
-anatın kalanında.
çatlak görünmeyenin profili?
zaman merdiveni-hiçlik mekanı.
ah siz kullanım nesneleri olmaktan çıkarıp seyirlik bakışa teslim olan nesneler!
ütopik olan dosttur ya aynı sırada,
arkada önde fark etmez,
arasında..
daima geçmişi örnekle model al falan, harmanla, yapıtla,
insanlaştırılmış bir gök tasarla kendine,
cansız nesnenin susturulmuş sesini bağırt,
bu şiir neyin imasıdır?
sesin müziği ne manadır?
söy eylem,
kişilerini nesneleştirmeye cürret etmiyorum dahi,
zıtlığın ötesine geçmiyorum,
ya da korkuya aşkı çektir miyorum,
bilinç engellere dahildir çünkü,
ey müzik sen!
benimle arabalanır mısın en derindeki düşüncelerimin derinden yükselen yüzeyine?
sen de aynanın içinde kendini ararsın, anlamın gerçeğe eklenen bir değerdir farkına varmazsın,
sırf geleceği ön gören sanatsıllığındandır güncel değilsin bebeğim,
geleceğe çalansın.
yaşamsa dirimsel, bilgilenim görsel, ben sansüel, bura 3 parsel.
üstdilsel, işlevsel, model, benzer, nesnel, neden gölge arkandan gelendir bilmeden?
gölgeyi boşver,
gölge başkasınıdır, evsiz barksız, imge çizen iletişim, ama kendinden söz eden bencil, hep dışarıda olan, 0 amaç 0 yol, özgür ruhlu tamam ama anlamı ışık aman ha, aramızda
ve aslında yalnızlığı engelleyen son olgu.
bense kararlı bir eksantirik olma hakkıyla ampul içi ormanlarındaki tundrasal yapraksız ağacımdır,
önce bekler sonra solar gitmeden biraz daha salar, ışığı sevmez ancak ışıkla kaçar, yerinde durmaz, bu nasıl ağaç?
ama işte öyle böyle çeşitli zamanlar yaratır özel anormalliklerle bu şiiri sığınağım yaparım.
nasıl iyi filozoflar gerçekliğim kaosunu budar ise sen de tüm ağaçları budayacaksın emme
aksiyle imlenen ben evin beden ilişkisi ile sonlanır, masa lambamı geceleri hep kapatırım.
2017den bir depro daha bırakıp, ara veriyorum.
Görünen çizgileri tamamlayan gözler,
altı üstü bir sokak var karşımda,
girilmeyi bekleyen.
inkar gücümün bana yetmediği sırılsıklam gecenin ucunda,
tokatlarım karşılaşıyor havada.
nedir bu yağ gibi akan kalbimden miğdemin en ucuna?
Aşkın adını kirletmeye cürret etmiyorum..
Bilmek istemiyorum uzaktayken nasıl bir kayaya dönüşebileceğini,
bilmek istemiyorum o yapış yapış geçmişini.
Altı üstü bir sokak var karşımda şimdi,
şöyle göz ucuyla tekrardan bakınca hiç de girilmeyi beklemeyen,
saydam çitlerle çevrili.
Sokağın adını fısıldıyor kaya yüreğin,
yağ ansızın ayaklarıma ulaşıyor,
saplanıyorum geçmişime,
sırf sen olamazsın içinde diye.
olduğum yere deviriyorum anılarımı,
görünen çizgileri tamamlayan o gözlerim şimdi kapalı.
bu da tamamen başkasına yazdığım bir aşk şiiri, yakın zamanlar
x0
Sana atık olmak çok yor.
kiŞisiz kimlik gibi
izlenen iZgin
heyula
ulayan bendir kemirir durumu burum burun
ancak
eminim bilkuvve olumun yansıyor sanımda içince ben cümleni
gıdım yudum
maddenin
tufanı atışta kökünden
ölüşten öteye taşıyor bu in imimi
bilişin
bu deyimi.
a
ilkesel halimize ağlamaklı ilinti ekleminde yüzdürür tam da tüm
eklemlerim yakışarak bu başsal maruz havuzuna cuppala
şaşkınlık
kokan zıpkınlığımın süreci
artımlanıyor ve bu beni ona dozu korkunçça bağlıyor
hoş
mavi bir ayva oluyor ciğerim
tersinden
kamçılıyor sökük
kilit
ve nasıl
eylemin iyi yanıysa zamanlama
zaman
fıs diyastol
senzaman
doğuran
görüntülerle
dolumlu biriksel tasarılar yanına benden idea muhtıra
projektösi olarak bir harita var önümde
parmak
akışı düşünümlü önsel sistol.
bunu
yoksaymam bitimsiz ayrımda tıkanıyor, kendi üzerine bükümlü
yokoluş tropizmi zınk gelinen sınırdan ilk noktaya nota nota birikenler hardveyırımda
tüm binari 01ler bile kalmayacakmış
sonunda
ve
belgeli
bölgelenişim de mutlak bir şekilde düşünülmemişmiş curcuna
tüm bunların yanında;
kökensel-sen + yıldız-kopum şiarımsı karşımdasın.
sentetik
imge de değilsin üstelik.
toparlanamayan
güdü bütünü
ritimli bedenimle bir yansıma gibiyim bense tümelinde ancak farkın alanına ait bir şekilde biçimlendirilmiş nefesim çoğuları kelimesiz bilmece
tahvil-i
kendim vulgatı tahkim yayımında ansal yesar dolu kart viran çoktan körpe
seki seki uzanır predönemimiz
şehrin en az köhnesinde zıt ay-nalar gibi sümüklenen
birbirlerine cisimsiz kıyı şeridinde.
doğumla
ayrılamaz şekilde iç içe geçmiş
olan uzuvun kanonik masalı sürüm ve erotizmin arasında bir yerlerde uzaysı dolanımdır
artçısı ve evveli olan kişi dışı
meselli.
analizlerin
analizi.
dozu
korkunç arzu elem
ufuğun
ta kendisi mündemiç elzemi neliği yanal sıkışımlı.
motamot
çeviriymişimcesine
google'zlerine
uzağındayım
diye yakını zınk devirme dibine kelime kelime
<------------------<<<<
tdklm
spörrç
ndlrf
b
y
d
s
k
d
y
h
u
g
c
i b ö t
g b b
d
e s b t
h y g a
e a v
i
d m y
g l b
k
s s a
f
b x p
ş
sogesöisşeas
yakısona
az bin
az üyüsü eksik kalmış
ekle
bir az
post u
son buçuğunda ise parmak uçlarım zap zup örseliyor
ilk cümleyi klavyeye:
x2
lafa
hakim olma çok bol
dikili
ilmik gibi gizin
korkut
hayal bulayan sendir emilir gıdım gıdın
fiil
mertebesi cümleni daha sıfır yudum
öpüşten töze idilli
bilişim
devrinde
önsel terapöti kol
havuzudur sarım sarım
saydam
kancalı istenince
diyastol
sistol
sel
zaman
zınk
>>>>----------------->
i drink milk every day