October 5, 2009

say:now he doesn't make sense

şu sıralar bazı yumuşak hisli yoklukların arasına gizlenmiş minik parlaklıktaki hayallerinden bahsetmekten başka yaptığı bişey yoktu.biraz gerinir ve geriye dönerdi.gördüğü şeyleri anımsar duyduklarını bir daha işitirdi.sigara dumanı artık gözlerini ıslatırdı,hafiften de burnunu yakardı.
fikirlerinin saydamlığı,zorlukların gerçekliğinden de acıtırdı canını.her gün biraz daha ondan,ondan öncekinden ve ondan sonrakinden kaçardı.
"aslında o,biraz da olsun bazılarının yerine geçebildi."
"ve şimdi de olması gerektiğinden de fazla duraksanmaya değer görünen hiçlikti"
çok şey alınmıştı,bi o kadar da verilmişti.ama hayal edilenler sadece bir kaç şarkıdan ibaret şekilde duvarda asılı kaldı,duvarlar da her zaman sararıktı.kitaplar ya yırtılmış ya da yakılmış olmayı,bu kadar da haketmemişti;üzülmektense,özlemeyi tercih eden toz taneciklerindeki hüzünlü havalı koklaya koklaya.
bilgisizliğin unutkanlığa karıştığı minik odacıklardaki çaresizlik bakışları ısıtırdı heryerini,belki de görülmesi gereken şeyleri zaten görmüş olduğunu savunduğundandı bu sesleri önceden tahmin edebilen kulaklarının kısıklığı.
ya da ormanın doğal seslerinde dansedebilen hayvanlar eşliğinde yaptığı söyleşi formundaki toplantılarının izleri vardı göz kapaklarında.bilemiyorum..
"gözlerimi kapatırsam,senin burda olduğunu unutacağımdan korkuyorum"
"kaybolan bir tek sen değilsin,bak saçlarım nasıl da dökülüyor;yapraklardan da çok hemde.bak sesler bazen ne kadar da hızlı,yakalamak için koştuğunu sen de benim kadar farkındasın.
hayallerin nasıl da yapmacık.nasıl da silinik."
her zaman devam edebilen şeylerin arkasından giderdi.aslında sevdiğini sandığı şeyler;aslında gerçekten sevdiği şeyleri saklamaya yetebilecek güçte olsa da,neyi sevip neyi sevmedğini bir o bilir gibi yapardı.
her günden ayrı nefret eder,ayrı ayrı severdi.
"günü kurtarmayı seven insanlar;her seferinde bir gün yaşarlar,öldüklerinde ise sadece bir kaç günlüktürler."
"yerine getiremeyeceğin dilekler tutma,ya da getiremiyeceğine inanıyorsan kimseye söyleme."
daha hızlı uyuyabilmek için göz bandı takar,sabahlarıda gece sanardı.
ve artık rüyalarda yaşlı bir insandı.

i drink milk every day