April 8, 2009

Mavi(on üç)



-"hiç bir yere gitmiyorsun"dedi Mavi.her zaman bana baktığı gibi bakıyordu yine.parmağı havada takılı kalmıştı.kaşlarının çattığını belli edebilmek için kafasını birazda olsun öne eğiyordu.gerçekten kaşları çatıktı.
-"şarkının bitmesini bekle."dedi Mavi.şimdi havadaki eliyle ritim tutarken diğer eliylede sesi açıyordu.ben,kapının önündeydim.ve ayaktaydım.üzerimde,bana geçen yıl onu affetmem için aldığı bir yağmurluk vardı.rengi maviydi.hava güneşliydi ama.ben sadece onu giymek istediğim için giymiştim aslında.o,Mavi,bana daha kapıdan girer girmez 'yağmur mu yağıyor?' demişti.onu bana kendisinin aldığını unutucak kadar uykuluydu bu sabah.
-"bitse bile gitmeni istemiyorum."dedi Mavi.derin bir iç çektim.ve gözlerimi ondan kaçırmaya çalıştım.başaramadım.eliyle koltuğu gösterdi ve
-"şimdi otur ve biraz sakinleş."dedi Mavi.yağmurluğı çıkarttım ve gösterdiği koltuğa değilde,eski,yeşil koltuğa oturdum.kafasını hızlıca başka bi yere çevirdi Mavi.
artık Mavi'yi düşünebildiğimde hep aklıma başka kişiler geliyordu ve bu beni de onu üzdüğü kadar üzmeye başlamıştı.bir kaç yıl önce gelmişti ve hala burdaydı ama aklımda yeri azalmaya başlamış gibiydi.
benim üzerimde sadece alışkanlık etkisi yaratabildiğini anladığımda artık ondan uzaklaşmam için çok geç olduğunu farkettim ve yanında hep gülümseyen eskimiş kız kimliğine büründüm.
-"niye artık gülümse miyorsun?"dedi Mavi.gülümsedim ve bir sigara yaktım.
-"belki de göremiyorsundur?"dedim.müziğin sesini biraz kıstı.ayağa kalkıp birkaç pencere açıp yerin geri oturdu.
-"hava güneşli"dedi Mavi.askıya astığım yağmurluğa döndü;
-"artık beni affedebilmen için bunun gibi şeylerden fazlasına ihtiyacın olduğunu sanıyorum."dedi Mavi.sesimi çıkartmadan,tıpkı babasından evden kaçtığı için azar yiyen bir liseli kız gibi sustum ve duvarda aslı olan tozlanmış at resimlerinde gezdirdim gözlerimi.
Mavi:
-"gerçektende...sen.."
ben:
-"evet.bu sefer ben."
her zaman Mavi gitti.gitmeyi seviyordu ve dönmeyi de.ama hiç giden tarafın o olmadığı bir ayrılık yaşamamıştı.Mavi üzgün değildi.Mavi biraz şaşırmıştı ve hayatta şimdiye kadar hiç tatmadığı terkedilme dugusunu tatdıcaktı.hem de farkına bile varamadan olucaktı bu iş.ben,Mavi tam da müziği kapatırken gidicektim.ve onu orda sessizlikle başbaşa bırakıcaktım.Mavi işte o zaman anlıycaktı.
ayağa kalktı ve halının işlemelerini yeni farkedemişcesine gözlerini ondan alamadı.doğruldu ve gözlerimin tam içine baktı,içime aktı.ona,onun bana yaşattığı bu kötü duyguyu yaşatmak istemezdim aslında ama yapabilecek başka seçeneğim yoktu,gitmek istiyordum ve gidicektim.bu sefer ben.
-"peki ya ne zaman gelirsin?"dedi Mavi.yağmurluğumu elime alıp,bağcıklarımın bağlı olup olmadığını kontrol ettim.cevap vermedim ve Mavi'yi hiç öyle çağresiz görmediğimi haykırdım kendime,içimden,bir kaç kere.
arkasını döndü ve radyoya doğru yürüdü.tam kapatıcaktı ki elini geri çekti;
-"gelince müziği kapatırsın,şimdi yatmaya gidiyorum."
arkasına hiç bakmadan odaya girdi ve ben de o sırada merdivenlerin başladığı basamağa ayağımı çoktan atmıştım bile.apartmandan çıktım ve olması gerekenden daha yavaştım.yağmur çiselemeye başlamıştı.güneş bir kaç bulutun arkasında gizleniyordu ve yağmurluğumu giymedim.

i drink milk every day