May 6, 2009

metro dediğin kalabalık olur


beyin yorucu seslerin tartıştığı sokağa çıktığımda,aldığım nefesin ciğerlerimi yaktığını hissettim.kulaklığımı dokuz kat yukarıda unutmuştum.geri dönemedim.kaldırım bekçileri,pis pis sırıtırken;dilencilere dayak atan birkaç sıçandan oluşan çeteye,ters yöne gittiğimi farkettim.kırmızı yanmıştı.geri dönemedim.
-"bugün,dünya biraz daha ağır bir yük bıraktı üzerime."dedi metrodaayakta duran obez kadın.kafamı cama çevirip,karanlık yerlerden geçmeyi diledim.geçtiğimiz anda camdaki yansımada saçımı düzelttim.
-"gazeteler artık yalan söylüyor."dedi iş adamı kılıklı şey yanındaki ayaklı makyaj masasına.kadın onayladığını belli etmek için kafasını salladı.dudakları iğrenç bir kırmızıydı.göğüsleri sarkmıştı ve göz altları gözlerini küçülttüğü için uyuduğunu sanmak çok kolaydı.
"son durak lütfen metrodan ininiz"
bu kalabalığın içinde kaybolan bilyeni bulmak çok zor olurdu yürümek daha da zor.biraz oturdum.geldiğim yere giden metroya geçtim.insan arasına kulaklıksız çıkmanın bu kadar çekilmez olduğunu bilemezdim.
bilemedim.

i drink milk every day