November 27, 2008

o sadece birkaç gün geldi.


onun babası su işlerinde çalışıyordu.dişleri beyaz değildi ama.sabahları ballı süt içerdi.ılık ılık.
bir gün bize geldi.üzerinde koyu yeşil,biçimsiz bir şey vardı.bir kaç turuncu kuş geziniyordu o koyu yeşil şeyin üzerinde.ya da kuşa benzer şeyler.
dokuz tane kardeşi vardı muhtemelen.yorgun biriydi.vücudunun farklı yerlerinde,silah zoruyla yaptırılmışcasına çirkin dövmeler cirit atıyordu.bir kedisi olduğunu tahmin ediyorum.
bir gün bize geldi.üzerinde hiç birşey yoktu.açık tenli bir vücuda sahipti bakabildiğim kadarıyla.biçimsiz ve göbekli.beyaz köy peyniri gibi adeta.
erkek olmayan gözlüklü bir cılızla görürdüm onu.okulun en dar kolidorunda sevişirlerdi.dolapları altlı üstlü olabilirdi.erkek olmadığını bildiğim kişinin bağcıkları hep açıktı.arada takılır düşerdi de.
erkek olmayan kişi bir gün bize geldi.üzerinde eskimiş bordo bir kıyafet vardı.ayağında da terlik.saçları hatırladığım kadarıyla dağınık ve kısaydı.
onun haklı olduğunu biliyordum o zamanlar.erkek olmayan iyi sevişiyordu.onun ise dokuz kardeşi vardı.babası yüzme bilmiyordu.üstüne üstlük arılardan korkar ve onları hep ezerdi.
bir gün bize gelmedi.muhtemelen üzerinde bişey vardı ve alt dolabın kilidini zorluyordu.

i drink milk every day