November 25, 2008

sinsi

"sinsi seni.içten pazarlıklı seni."diye bağırdı biraz uzakta duran çocuk yerde oturan cılız kollu kıza.ben tam o sırada bağcıklarımı açıyordum.kızın arkası dönüktü ve hala yerde oturmaya devam ediyordu.ağlıyor muydu,ağlamıyor muydu bilemem.ama bozulmuşa benziyordu saçları.
çocuk bir anda sırıtmaya başladı kıza.kız sendeleyerek ayağa kalktı.saçlarını düzenledi.biraz burnumu kaşıdım.limonata çekti canım kızın sarı saçlarını görünce.unutmaya çalıştım limonatayı falan.zıplayan topumu cebimden çıkarıp duvara atıp tuttum birkaç kere.sıkılıp geri koydum yerine.
"öbek öbek bağırışlarımın sonunda,kafa bunaltıcı bir gülücük gibisi yok."dedi sinirli çocuk ve bir sigara yaktı.bana doğru gelmeye başladı.biraz irkildim önce,sinirli gibi değil de şaşırmış gibi duruyordu.elindeki paketi uzatarak "alsana,yeni çıkmış"dedi.cevabım hayırdı oysaki ama tepkisini hiç merak etmiyordum.hemen kapıp yaktım bir tane.
sarışın kızın hala poposu vardı karelerde.saçları.limonata.hala konuşmamıştı.

"yeniden başlayabilir miyiz?"dedi çocuk ayakta dikilen kıza.
"aklım ermiyor"dedi sarışın.montumu çıkarıp koltuğa yerleştim.izlenmeye değer olmayan sohbetler vardı odada.
çocuk aniden çıkıp,elinde bir şeker kutusuyla döndü.kutuyu kıçı dönük kıza uzattı.kız hiç tepki vermedi.

"sevdiğin yazarlardan nefret etmemi sağlıyorsun"dedi çocuk sert bir biçimde ve kutuyu yanıma fırlattı.biraz sessizlik oldu.çok değil ama.bir kaç dakika.
"beyin ölümüsün"dedi kıza.kız umursamadı.bir sigara yaktı ve yanıma oturdu.yüzümü yüzüne çevirecektim ki aniden ayağa fırladı kerata.mutfağa girip elinle bir bardakla döndü yüzü hüzne müsait olan kız.

"ne o?"dedim dayanamayıp.sigarasını bir bardağın içine attı ve bana uzun uzun baktı.kızdan da irkildim biraz tabii.cevap vermeden çocuğun yanına yere oturdu bir yudum aldı ve kısık bir sesle "ben kitap okumam."
çocuğun gözleri mavi gibiydi, aldırmadım.

i drink milk every day