"çek ellerini ordan"dedi siyah saçlı çocuk bana.ne yapıcağımı bilemeden ani bir hareketle ellerimi geri çektim;buzdolabından garip sesler gelmeye başladığı sıralarda.
"bana söylemek istediğin şeyler bu kadar mı?"dedi.gözlerine baktım bir kaç saniye,tıpkı şekerini düşürmüş çocuk gibiydiler.siyah ve soğuk.ilerilere doğru çevirdim yüzümü.ağaçlara,taa uzaktaki apartmanların arkasındaki ağaçlara.minik miniktiler.belli belirsiz bir kaç ağaç işte.önemi yoktu.geri döndüm ona
"daha ne kadar daha bu apartmanın çatısında buluşucaz?"dedim.
buzdolabı biraz sesini kesmişti,sigarasının yanan izmaritini aşağı fırlattı ve hiç duymamış gibi merdivenlere ilerledi.-demirler ıslaktı-
"oysaki hava bugün güzeldi,niye ıslak bu demirler?"dedi.biraz gülümsedim ve buzdolabına ilerledim,buzdolabı tamamen susmuştu ve o da merdivenlerin yarısına gelmişti bile.kapağı açıp içindeki boşluğu izledim.hava kararmakla kararmamak arasındaki ince çizgideydi.
arkasından indim.ıslak demirlere dokuna dokuna.kaldırımın karşısından bana baktı
"yarın yine aynı saatte"dedi siyah saçlı çocuk eski sarışına.ve eskiden sarışın olan kız aldırmadan kaldırımın tersine yürüdü yavaşça.ama yarında geliceği belliydi.aşıktı ona..buzdolabına.