March 24, 2009

o ve ben kardeştik


poşetleri yanında getirip,yere oturdu.yanıma.ben mutlakla salonun birleştiği noktada,yerde,toz içinde dondurma yemekle meşguldüm o sıralarda.hiç kendisine yakışmayan şeyler almıştı,eski kıyafetler satan bir mağzadan.saçlarım ve şalımın fırfırları dondurmanın içine girmesin diye savaş verirken ben,o bana onları göstermeye çalışıyordu.saçları kendi saçları değildi.o güzel rastalar gitmiş,up uzun pırasa gibi saçları gelmişti.biz görüşmeyeli baya olmuştu sanırım.
dondurmadan bir kaşık almak için elindekileri o toz dolu yere bırakıp bana yöneldi,daha bi yakındık şimdi.onunla ilgilenemeyecek kadar aklı başımda olmadığımı anladığı anlarda konuyo değiştirdi.
-"ne zamandır buralardasın?"
biz kardeştik aslında.ben beş yaşımdayken o on yaşındaydı.onunla aynı anda büyümemden rahatsız gibi görünsede alışmıştı,beş yıl önce.
-"az bir süre önce geldim."dedim.dondurmadan bir kaşık daha alıp ona uzattım kaşığı.
-"ya sen?"dedim.göz bebekleri tıpkı on beş yaşında olduğu gibi parlaktı.
-"ben hep burdaydım."dedi gülümsedi ve mutfağın ışığını kapattı.tozlar burnumla iyi anlaşmıştı.
torbaları alıp kıyafetleri çıkardı en baştan,teker teker.ilgilenirmiş gibi kafamı kaldırdım.ayağa kalkıp sigaraya yöneldim.yerdeki yığılı onca kitabı geçmek zor olmuştu.koltuğa oturup tozlarla seviştim.ve bütün gösterdiklerine dikkatlice baktım.
-"nasıllar?"dedi.dumanı yüzüne doğru üfleyip
-"toza sorsana".dedim.mutfağa girip bir bardak su içti.ışık hala kapalıydı.

i drink milk every day